asdas
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- Uyeols10
asdas
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- Uyeols10
asdas
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
asdas

asdasdas
 
HomeLatest imagesSearchRegisterLog in

 

 İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla--

Go down 
AuthorMessage
silkroadlife
Admin
Admin
silkroadlife


Kayıt Tarihi : 2009-01-28
Nerden : adana
Mesajlar : 795
Konu Sayısı : 802
Ülke : Türkiye
Male Yaş : 29
Başarı sistemi : 16
Lakap : KaRa_BuLuT
Ruh hali : İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- Kederl10
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok

İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- Empty
PostSubject: İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla--   İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- EmptySat Oct 31, 2009 7:36 pm

Bu cümleler çeşitli metinlerden toplanarak bir araya getirilmiştir ve sadece birer örnektir. Aynı kalıpları kullanarak değişik cümleler kurabilirsiniz !!!
1. I see..........Anlıyorum

2. I quit!..........İstifa ediyorum, bırakıyorum, vazgeçiyorum.

3. Let’s go!..........Gidelim

4. Me too..........Ben de

5. My god!..........Aman Tanrım

6. No way!..........Olamaz! Hiçbir şekilde, hiçbir yol,

7. Come on..........Yapma, hadi

8. Hold on..........Bekle

9. I agree..........Aynı fikirdeyim

10. Not bad..........Kötü değil

11. Not yet..........Henüz değil

12. See you..........Görüşürüz

13. Shut up!..........Kapa çeneni

14. So long..........Hoşça kal, oldukça uzun

15. Why not?..........Neden olmasın

16. Allow me..........Bana izin ver

17. Be quiet!..........Sessiz ol

18. Cheer up!..........Neşelen

19. Good job!..........İyi iş

20. Have fun!..........İyi eğlenceler veya eğlen

21. How much?..........Ne kadar

22. I'm full..........Tokum.

23. I'm home..........Evdeyim

24. I'm lost..........Kayboldum.

25. My treat..........Bu benden.




1. So do I----------Bence de

2. This way----------Buradan ya da bu şekilde

3. After you----------Senden sonra

4. Bless you!----------Çok yasa!

5. Follow me----------Beni takip et

6. Forget it!----------Unut onu, unut gitsin

7. Good luck!----------İyi şanslar

8. I decline!----------Reddediyorum

9. I promise----------Söz veririm

10. Of course!----------Tabiî ki

11. Slow down!----------Yavaşla

12. Take care!----------Kendine iyi bak, dikkat et

13. They hurt----------Onlar acıtır, bu incitir

14.Try again----------Tekrar dene

15. Watch out!----------Dikkat et!

16. What's up?----------Ne haber?

17. Be careful!----------Dikkatli ol!

18. Bottoms up!----------Şerefe! İçkiyi bir yudumda bitirmek. Fondip yapmak

19. Don't move!----------Kımıldama!

20. Guess what?----------Tahmin et ne (oldu)?

21. I doubt it----------Ondan şüpheliyim, Ondan şüphe ederim.

22. I think so----------Sanırım öyle

23. I'm single----------Bekârım

24. Keep it up!----------Aynen devam et!

25. Let me see----------Bir bakayım




1. He has a large income----------Onun kazancı çok, iyi İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- 352567 kazanıyor

2. He looks very healthy----------O çok sağlıklı gözüküyor

3. He paused for a reply----------Cevap vermek için durdu

4. He repaired his house----------O onun evini tamir etti

5. He suggested a picnic----------Piknik yapmayı önerdi

6. Here's a gift for you----------Bu senin için bir hediye, işte hediyen!

7. How much does it cost? ----------O ne kadar tutuyor, maliyeti nedir?

8. I caught the last bus----------Son otobüse yetiştim

9. I could hardly speak----------Zorlukla konuşabildim

10. I'll have to try that----------Bunu denemek zorundayım

11. I'm very proud of you----------Seninle gurur duyuyorum

12. It doesn't make sense----------Bunun bir anlamı yok

13. Make yourself at home----------Kendini evdeymiş gibi hisset

14. My car needs washing----------Arabamın yıkamaya ihtiyacı var

15. None of your business! ----------Seni ilgilendirmez

16. Not a sound was heard----------Sessizlik hâkimdi, çıt yoktu

17. That's always the case----------Her zaman öyledir.

18. The road divides here----------Yol burada ayrılıyor

19. Those are watermelons----------Bunlar karpuz

20. What a nice day (it is)! ----------Ne güzel bir gün!

21. What's wrong with you? ----------Neyin var?

22. You are a chicken----------Sen bir ödleksin

23. A lovely day, isn’t it? ----------Hoş bir gün, (öyle) değil mi?

24. He is collecting (saving) money----------Para biriktiriyor

25. He was born in New York----------O New York da doğdu




1. Never mind----------Boş ver, zararı yok

2. No problem!----------Sorun yok!

3. That's all!----------Hepsi bu, bu kadar.

4. Time is up----------Zaman doldu, süre bitti.

5. What's new?----------Ne haber

6. Count me on----------Count me in=Ben varım, beni de sayın.

7. Don't worry----------Endişelenme

8. Feel better----------Daha iyi hissetmek, daha iyi olmak

9. I love you!----------Seni seviyorum.

10. I'm his fan---------- Onun hayranıyım

11. Is it yours?----------Bu senin mi?

12. That's neat----------İlginç bir şey

13. Are you sure?----------Emin misin?

14. Do l have to?----------Yapmak zorunda mıyım?

15. He is my age----------O benim yaşımda

16. Here you are----------İşte buyurun (alın), işte buradasın

17. No one knows----------Kimse bilemez

18. Take it easy----------Rahatına bak, kafana takma, boşver

19. What a pity!----------Ne yazık!

20. Any thing else?----------Başka bir şey var mı?

21. To be careful!----------Dikkatli olmak

22. Do me a favor----------Bana bir iyilik yap

23. Help yourself----------Kendine yardım et

24. I'm on a diet----------Diyetteyim

25. Keep in touch----------Muhafaza et, irtibatı kesme, teması kesme.




1. Time is money----------Zaman paradır

2. Who's calling? ----------Kim arıyor, kim çağırıyor

3. You did right----------Doğru yaptın

4. You set me up!----------Bana tezgâh kurdun!

5. Can I help you?----------Yardım edebilir miyim?

6. Enjoy yourself!----------Eylenmene bak!

7. Excuse me,Sir----------Affedersiniz efendim

8. Give me a hand!----------Bana yardımcı ol, bana yardım et (şu işe bi el at).

9. How's it going?----------Nasıl gidiyor? Ne var ne yok?

10. I have no idea ----------Hiçbir fikrim yok

11. I just made it!----------Şimdi yaptım.

12. I'll see to it ----------O işi hallederim ben.

13. I'm in a hurry!----------Acelem var

14. It's her field ----------En iyi o bilir, onun alanı

15. It's up to you ----------Bu sana bağlı

16. Just wonderful!----------Harika!

17. What about you?----------Peki ya sen, bu konuda senin fikrin ne, sen bu konuda ne düşünüyorsun?

18. You owe me one----------Bana borçlusun

19. You're welcome----------Birşey değil

20. Any day will do----------Herhangi bir gün bana uğra

21. Are you kidding?----------Kafamı buluyor (tam Türkçe)

22. Congratulations!----------Tebrikler!

23. I can't help it----------Benim elimde olan bir şey değil.

24. I don't mean it----------Onu demek istemedim, onu kasdetmedim.

25. I'll fix you up----------Sizinle ilgileneceğim.




1. He was not a bit tired----------Hiç yorgun değildi.

2. I will be more careful----------Çok daha dikkatli olacağım, daha dikkatli olurum

3. I will never forget it----------Onu hiçbir zaman unutmıyacağım

4. It is Just what I need----------Bu tam da ihtiyacım olan şey

5. It rather surprised me----------Bu beni oldukça şaşırttı, Şaşırdım

6. Just around the corner----------Eli kulağında, hemen olacak

7. Just for entertainment----------Sadece eğlenme amaçlı

8. Let bygones be bygones----------Eski eskide kalsın (barıştık, eskiyi irdelemeye gerek yok)

9. Mother doesn't make up----------Annem makyaj yapmıyor

10. Oh, you are kidding me----------Ah! Benimle kafa buluyorsun

11. She has been to school----------bir süre önce okula gitti/hala orada
12. Skating is interesting----------Patenle kaymak ilgi çekicidir

13. Supper is ready at six----------Akşam yemeği 6’dadır, akşam yemeği saat 6’da hazır.

14. That's a terrific idea! ----------Bu çok güzel bir fikir, müthiş bir fikir

15. What horrible weather! ----------Ne korkunç hava

16. Which would you prefer----------Hangisini tercih edersiniz?

17. Does she like ice-cream? ----------Dondurmayı sever mi?

18. First come first served ----------İlk gelene ilk önce hizmet edilir

19. Great minds think alike ----------Harika zekâlar birbirine benzer

20. He has a sense of humor ----------O şakadan anlar

21. He is acting an old man ----------O yaşlı bir adammış gibi hareket ediyor.

22. He is looking for a job ----------İş arıyor.

23. He doesn't care about me ----------O beni umursamıyor.

24. I develop films myself ----------Filmleri kendim banyo ediyorum.

25. I felt no regret for it ----------Onun için pişmanlık duymadım.




. I'm not sure I can do it---------- Onu yapabilmeğime emin değilim.

2. I'm not used to drinking---------- İçmeye alışkın değilim.

3. Is the cut still painful? ---------- Yara hala acıyor mu?

4. It's too good to be true! ----------Gerçek olamayacak kadar iyi.

5. Jean is a blue-eyed girl---------- Jean mavi gözlü bir kızdır.

6. Let's not waste our time----------Zamanımızı boşa harcamayalım.

7. May I ask some questions? ---------- Sana birkaç soru sorabilir miyim?

8. Money is not everything---------- Para her şey değildir.

9. Neither of the men spoke---------- Her ikisi de konuşmadı.

10. Stop making such a noise---------- Gürültü yapmayı kes.

11. That makes no difference---------- Bu ayırım (fark) yapmaz.

12. The price is reasonable---------- Fiyat uygundur.

13. They crowned him king----------Kral ilan edildi, yüceltildi.

14. They're in red and white----------Onlar kırmızı ve beyaz giysi giyiyorlar.

15. We all desire happiness---------- Hepimiz mutluluğu isteriz.

16. We just caught the plane----------Uçağa şimdi yetiştik.

17. What shall we do tonight? ---------- Bu akşam ne yapacağız?

18. What's your goal in life? ----------Hayatki amacın ne?

19. When was the house built? ---------- Ev ne zaman inşa edildi?

20. Why did you stay at home? ---------- Neden Evdeekaldın?

21. Would you like some help? ---------- Biraz yardım ister misin?

22. You mustn't aim too high---------- Çok yüksek amaç seçmemelisin

23. You're really killing me! ---------- Beni gerçekten olduruyorsun

24. You've got a point there---------- İyi bir noktaya değindin.

25. Being criticized is awful! ---------- Eleştirilmek berbat bir şey.




1. He is just a child----------O sadece bir çocuk

2. I can't follow you----------Seni takip edemem

3. I felt sort of ill----------Kendimi hasta gibi hissettim

4. I have a good idea! ----------İyi bir fikrim var

5. It is growing cool----------Hava soğuyor.

6. It seems all right----------Tamam gibi gözüküyor

7. It's going too far----------Çok ileriye gitti.

8. May I use your pen? ----------Kaleminizi kullanabilir miyim?(Resmi)

9. She had a bad cold----------Onun kötü bir soğuk algınlığı var

10. That's a good idea----------Bu iyi bir fikir

11. The ansver is zero----------Cevap sıfırdır

12. What does she like? ----------O neyi sever?

13. As soon as possible! ----------Mümkün olan en kısa sürede

14. He can hardly speak----------O zorlukla konuşabilir

15. He always talks big----------O her zaman büyük konuşur

16. He won an election----------O seçimi kazandı

17. I am a football fan----------Ben bir futbol hayranıyım.

18. If only I could fly----------Keşke uçabilseydim

19. I'll be right there----------Hemen geliyorum.

20. I'll see you at six----------Seni 6 da göreceğim

21. Is it true or false? ----------Doğru mu yanlış mı?

22. Just read it for me----------Sadece onu benim için oku

23. Knowledge is pover----------Bilgi güçtür

24. Move out of my way! ----------Benim yolumdan çekil

25. Time is running out----------Zaman tükeniyor.




1. We are good friends----------Biz iyi arkadaşlarız

2. What's your trouble? ----------Senin derdin ne?

3. You did fairly well! ----------Fena değil!, oldukça iyi yapmışsın.

4. Clothes make the man----------Giysiler insanı farklı gösterir.

5. Did you miss the bus? ----------Otobüsü mü kaçırdın, otobüse yetişemedin mi?

6. Don't lose your head---------- Kafanı karıştırma

7. He can't take a joke----------O şakadan anlamaz

8. He owes my uncle $100----------O amcama 100 dolar borçlu

9. How are things going? ----------İşler nasıl gidiyor

10. How are you recently? ----------Son zamanlarda nasılsın?

11. I know all about it----------Tüm ayrıntıları biliyorum

12. It really takes time----------Bu gerçekten zaman alır

13. It's against the law----------Bu hukuka aykırıdır

14. Love me,love my dog----------Beni seven, köpeğimi de sever.

15. My mouth is watering----------Ağzım sulanıyor, sulandı.

16. Speak louder,please----------Yüksek sesle konuş lütfen.

17. This boy has no job----------Bu çocuğun işi yok.

18. This house is my own----------Bu ev benim (Benim sahip olduğum ev).

19. What happened to you? ----------Ne oldu sana?

20. You are just in time----------Tam zamanında geldin.

21. You need to workout----------Spor yapmalısın.

22. Your hand feels cold----------Elin üşümüş, ellerin soğuk.

23. Don't be so childish----------Çocuk gibi davranma (çocukluk yapma).

24. Don't trust to chance! ----------Şansa güvenme.

25. Fasten your seat belt----------Emniyet kemerini bağla.




1. Did you enter the contest?……….Yarışmaya girdin mi?

2. Do you accept credit cards? ……….Kredi kartlarını kabul eder misiniz?

3. Don't cry over spilt milk………..Sütü yere döktün diye ağlama.

4. Don't let chances pass by……….Gelen fırsatları kaçırma.

5. He owned himself defeated……….Yenildiğini kabul etti.

6. He seems at little nervous……….O biraz heyecanlı gibi.

7. He strolls about the town……….Kasabada gezer, dolaşır.

8. Her tooth ached all night……….Bütün gece dişi ağrıdı.

9. How about a drink tonight? ……….Bu gece içmeye ne dersin?

10. I can do nothing but that……….Onun dışında yapabileceğim bir şey yok.

11. I get hold of you at last……….Sonunda seni yakaladım .

12. I have a surprise for you……….Senin için bir sürprizim var.

13. I like all kinds of fruit……….Meyvelerin bütün çeşitlerini severim.

14. I saw it with my own eyes……….Onu kendi gözlerimle gördüm.

15. I will arrange everything……….Herşeyi ayarlayacağım.

16. I wish I knew my neighbor……….Keşke komsularımı tanısaydım.

17. I would like to check out……….Seçerek almayı isterim.

18. It has become much cooler……….Havalar iyice soğudu.

19. It's time you went to bed…..…….Haydi yatağa, yatma vakti.

20. No spitting on the street……….Sokağa tükürmek yasak.

21. She was totally exhausted……….O tamamen bitmişti, tükenmişti.

22. Show your tickets,please……….Lütfen biletlerinizi gösteriniz.

23. Thank you for your advice……….Tavsiyelerin için teşekkür ederim.

24. That's the latest fashion……….Bunlar son moda.

25. The train arrived on time……….Tren zamanında (ulaştı) vardı.




Selamlaşmalar

Hi = Selam
Hello = Merhaba
Howdy = Merhaba
Hey = Hey
Yo = Selam


Hatır Sorma
How Are you? = NasılSın?
How's it going?= Nasıl Gidiyor?
How is everything?= Ne var ne yok?
How've you been?= Ne alemdesin?
What's up?=Ne oluyor?
What's new?= Ne haber?
What have you been up to?= Neler yapıyorsun?
How you been?=Vaziyetler Nasıl?
How's tricks?=Vaziyetler Nasıl?


Günün Belirli Vakitlerinde Selamlar
Good Morning= Günaydın
Morning= Günaydın
How are you this bright morning?=Bu sabah nasılsın?
Good Afternoon= Tünaydın
Good evening?= iyi Akşamlar
Evening = iyi Akşamlar
Uzun Zaman Görülmeyen Birinin Selamlama
I haven't seen you in years = Yıllardır seni görmüyorum
Long time no see=Uzun zamandır görüşemiyoruz
I Haven't seen you in an age = Coktandır seni görmüyorum
I Haven't Seen you in a month of Sundays= Uzun zamandir seni göremiyorum



Biriyle Karşılaşınca şİngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- 267631ınlık Belirtme
What a surprise to meet you here=Seni burada görmek ne İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- 862357
Fancy Meeting you here = Seni burda görecegime dünyada inanmazdım
Imagine meeting you here= Seni burda görmek hayalimden gecmezdi
What are you doing in this neck of the woods?=Senin bu semtte ne işin var?
What have you been up to?= Ne haltlar karıştırıyorsun
Shouldn't you be in Scholl?=Okulda olman gerekmezmi?
Shouldn't you be in work?= işte olman gerekmezmi?
You been keeping cool?= iyi misin?


Birini Selamladıktan sonra-After you have greeted someone
We Seem to keep running into each other=Galiba çok sık karşılaşıyoruz
Haven't we met before?=dAha önce tanışmamış mıydık?
We have to stop meeting like this= Bu şekilde buluşmaktan vazgecmeliyiz
Didn't we meet at that party last week?=Geçen hafta partide tanışmamış mıydık?
I'm sorry;I've forgetten you name= Özür dilerim.İsminizi unuttum
I've been meaning to call you= Seni aramayı düşünüyordum

Sağlık ve Mutluluğunu belirtme- Expressing your state of health and happiness
Fine=iyiyim
I'm Cool=canavar gibiyim
Keeping cool=bomba gibiyim
Fine and dandy= turp gibiyim
Great=cok iyiyim
Couldn't be better=bundan daha iyi olamam
Happy as a clam=Çok mutluyum
Okay=Fena degil
I have nothing to complain about=Allaha Şükür bir yaramazlık yok


Nasıl Olduğunu Söyleme-Olumlu-Telling how you have been doing positive
Keeping busy= Meşgulum
Keeping myself busy= Ugraşiyoruz işte
Keeping out of trouble=Bir sıkıntım yok
Been up to no good=Bir yaramazlık yok
Been keeping my nose clean=Derdim tasam yok

Nasıl Oldugunu Söyleme-Nötr
Getting by= Geçinip gidiyoruz
Fair to middling= Orta şeker
So-So= Şöyle böyle
Plugging along=Uğraşıyoruz
Could be worse=bunada şükür
(Just)Muddling through=Sürünüyoruz
Same as always= Hep Aynı
Same as usual=Her zamanki gibi

Nasıl Oldugunu Söyleme Olumsuz
Not Good= iyi değilim
Not too good=Pek iyi degilim
None too good= hic iyi degilim
Kind of crummmy=Keyifsiz gibiyim
I've been under the weather=rahatsızım

Meşgül Olduğunu Belirtme
I'm busy=Meşgülüm
I'm swamped=işim başımdan İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla-- 267631ın
I don't have time to think = kafamı kaşıcak vaktim yok
I don't have time to breathe= Nefes alıcak vaktim yok


Bir Arkadaşı Bir şey icmeye davet etme- Inviting A friend for a drink or coffe
Do you have time for coffee?=Kahve İçmek için vaktin var mı?
How about a cup of coffe?=Bir Fincan kahveye Ne dersin?
Let's go get coffe.Do you have any time?=Gidip Kahve içilim.Vaktin var mı?
Let's go for a beer=Hadi bira içelim
Let's go for a drink=Hadi bir şeyler içelim.

Birisiyle Tanıştırılınca

Nice to meet you=Tanıştıgımıza Sevindim
How nice to meet you=Sizinle tanışmak ne kadar sevindirici
What a pleasure to meet you=Sizinle tanışmak büyük zevk
I'm happy to meet you=Tanıştıgımıza Memnun oldum
Charmed = Memnun oldum

Birisiyle Tanıştırıldıktan Sonra

I've heard so much about you=Sizin hakkınızda cok şey duydum
So we finally meet face-to-face=Demek en sonunda yüz yüze tanıştık




Tanıştırmalar=INTRODUCTIONS
I'd Like you to meet my friend Cihat=Arkadaşım Cihat ile tanışmanı istiyorum
This is my friend Cihat=Bu Arkadaşım Cihat
Cihat have you met semih=Cihat, Semih ile tanıştın mı?
Cihat do you know semih?=Cihat Semih'i tanıyor musun?
Do you two know each other?=Siz ikiniz birbirinizi tanıyor musunuz?
Have you met?=Tanıştınız mı?
Have you two been introduced?=Sizi tanıştırdılar mı?
Cihat,Semih is the guy I was telling you abount=Cihat,Semih sana sözünü ettiğim kişi
You two have a lot in common=İkinizin çok ortak yanları var

Birisiyle Tanıştırılınca

Nice to meet you=Tanıştıgımıza Sevindim
How nice to meet you=Sizinle tanışmak ne kadar sevindirici
What a pleasure to meet you=Sizinle tanışmak büyük zevk
I'm happy to meet you=Tanıştıgımıza Memnun oldum
Charmed = Memnun oldum

Birisiyle Tanıştırıldıktan Sonra

I've heard so much about you=Sizin hakkınızda cok şey duydum
So we finally meet face-to-face=Demek en sonunda yüz yüze tanıştık





BeyazLık Üzerine

It was white as snow=Kar gibi beyazdı
Her Skin was white as alabaster=Teni kar gibi beyazdı
You're as pale as a ghost=Hortlak Görmüş gibi betin benzin atmış

Siyahlık Üzerine
It's pitch black=Sİmsiyah
It's black as night=Simsiyah
It's black as coal=Kömür gibi



Bir Şey Bozulunca

It's out of order(service,kilter,whack)=bozuk
It's dead=bozuk
It died on me = Beni görünce bozuldu
It's in the shop=Tamirde
It up and died=bozuldu

Bir Şey Kırılınca

It's Broke=Kırıldı
It doesn't work=Çalışmıyor
It's on the fritz(blink)=bozuk
This thing is really screwed up=Bu şey işe yaramaz

Sabır Taşınca

Now what?=Daha ne olsun?
That's the last straw=Yeter Artık
I've had it=Yetti
That's the straw broke the camel's back=bu bardağı taşıran son damla

Yemek Hakkında Sorma

When do we eat?= Ne zaman yiyoruz?
What's to eat?= Yemek olarak ne var?
What's for supper?= Yemekte ne var?
What are we having?= Ne yiyoruz?

Yemeği Bildirme

Dinner's almost ready=Yemek hazır sayılır
It's almost done= Yemek neredeyse hazır
Time to eat=Yemek vakti
Soup's on= Yemek hazır

Mutfakta Çocuğa Söylenen Sözler

Don't sit on the counter=Tezgahta oturma
Watch out;it's hot=Dikkat et,Sıcak
Would you set the table?=Sofrayı Kurar mısın?
Go tell your father supper's ready=Git babana söyle yemek hazır
Call the family to dinner=Herkezi Yemeğe çağır

Çocuklara Sofra adabı öğretme

Don't put your elbows on the table=Dirseklerini masaya koyma
Don't talk with your mounth full=Ağzın doluyken Konuşma
Wipe your mounth=Ağzını Sil
Put your napkin on you lap=Peçetini kucağına koy

Bulaşık Yıkama

Please put your dishes in the sink=Tabaklarınızı lavaboya koyun
It's your turn to do the dishes=Bulaşık yıkama sırası sende
I'II wash and you dry=Ben yıkıyayım sen de kurularsın

Sofradan Erken Kalkmak İçin ricada bulunma

May I please leave the table?=Ben Kalkabilir miyim?
I'II have to excuse myself=Sizden Müsade isteyeceğim.

Çocuklara Yemeğini bitirmeyi Emretme

Finish your dinner=Yemeğini bitir
You Have to clean up your plate=Tabağını temizlemen lazım
If you don't eat your dinner,you won't get any dessert=Yemeğini yemezsen tatlı yiyemezzsin
There are starving children in Africa=Afrikada acLıktan ölen cocuklar var




KazaLarda Olay Yerinde Yardım İsteme
Is there a doctor here?=Burada doktor var mı?
Can you help stop the bleeding?=Kanamayı durdurmaya yardım eder misiniz?
Does anyone know CPR?=CPR'yi(Yeniden canlandırmayı)bilen var mı?
Do you know to apply a tourniquet?=Turnike uygulamayı biliyor musunuz?
Call 112=112'yi arayın
Call the police=Polisi arayın
Call An ambulance=Ambulansı arayın
Get the paramedics=Sıhhıyeci çağırın
Get Some help=Yardım isteyin
Get a doctor quick=Çabuk doktor çağırın

KonakLama

I need a room please? =Bir oda rica edecektim?
I need a room with a single bed. =Tek yataklı bir oda istiyorum.
I need a room with a double bed. =Çift kişilik bir oda istiyorum.
Do you have any singles? =Tek kişilik odanız var mı?
Do you have any vacancies? =Boş yeriniz var mı?
A double, please? =Çift kişilik bir oda lütfen?
A room with a bath, please. =Banyolu bir oda lütfen
Can I reserve a room? =Bir oda ayırabilir miyim?
Can I book a room? =Bir oda ayırabilir miyim?
I have a reservation. =Rezervasyon yaptırmıştım.
Double occupancy, please. =İki kişilik bir oda lütfen.
I need a room with two single beds. =İki ayrı yataklı bir oda istiyorum.
I need a room with a double bed. =İki kişilik yataklı bir oda istiyorum.
We will need a crib for the baby. =Bebek için bir karyola istiyoruz.
Would you like a room with a view of the swimming pool? =Yüzme havuzu manzaralı bir oda istermiydiniz?
Would you prefer a non-smoking room? =Sigara içilmeyen bir oda ister miydiniz?
I'd like a room at the front. =Ön tarafa bakan bir oda istiyorum.
I'd like a room at the rear. =Arka tarafta bir oda istiyorum.
I'd like a room with a view of the sea. =Deniz manzaralı bir oda istiyorum.
I'd like a room for the week. =Haftalık bir oda istiyorum.
I'd like a wake-up call, please. =Uyandırma servisi istiyorum.
Where is the ice-machine? =Buz makinesi nerede?
Do you have a pool? =Havuzunuz var mı?
What are the rates? =Ücretler nasıl?
Is there a restaurant? =Lokanta var mı?
Are pets allowed? =Evcil hayvanlar kabul ediliyor mu?
When's the check-out? =Odayı ne zaman boşaltırsınız?

Doktora Sırt Ağrısını anlatma

My back is sore=Sırtım ağrıyor
I can't get up=Dikelemiyorum
I have an aching back = Sırtım fena
I pulled my back=Sırtımı İncittim
I can't bend over= Eğilemiyorum

Back to top Go down
https://ultumark-tr.yetkin-forum.com
 
İngilizcede Sık Kullanılan Cümleler --Anlamlarıyla--
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» Silkroad Kullanılan Kıyafetler Hakında Bilgi

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
asdas :: Eğitim ve Öğretim Bölümü :: Ingilizce-
Jump to: